Sözcükte Anlam Özellikleri:
1)Gerçek (Temel) Anlam:
-
Sözcüğün ilk aklımıza gelen anlamıdır.
-
Gerçek yaşantıdaki anlamıdır.
-
THY’nin uçağı artık Kanada’ya uçuyor. (Uçağın havada uçması)
2)Yan anlam:
-
Sözcüğün, gerçek anlamda tamamen uzaklaşmadan, yeni kazandığı anlamdır.
-
Ali, üniversitede okuyor.
3)Mecaz anlam:
-
Sözcüğün gerçek anlamı dışında kullanılmasıdır.
-
Söyledikleri karşısında dondum kaldım. (Soğuktan donmadığı için mecazdır.)
-
Dün çok kötü rüya gördüm (rüya mecaz değil gerçek anlamdır.)
Sözcükte anlam olayları:
1)Benzetme:
-
İki kavramın birbiri ile kıyaslanmasıdır. Cümleye genelde “gibi” sözcüğü gelir.
-
Annen gibi sende çok azimlisin
-
Ruhum özgürce kanat çırpıyor gökyüzünde. (Ruh, kuşa benzetilmiş)
2)Ad aktarması: (Mecazı Mürsel)
-
Benzetme olmadan bir sözcüğün başka bir sözcük yerine kullanılması
-
Ankara, bu kanunu kabul etmedi. (Ankara’da bulunan yönetimden sorumlu kişiler)
-
Sınıf, gideceği piknik için çok heyecanlıydı. (Sınıftaki öğrenciler)
3)Deyim Aktarması:
-
Benzetme yolu ile aralarında yakın ya da uzak ilgi bulunan iki kavramı birbirlerine aktarmaktır.
a)Doğadan insana aktarma:
-
Çocuk cıvıltıları bir öğretmeni her zaman mutlu eder. (Kuş cıvıltısı insana verilmiş)
b)İnsandan doğaya aktarma:
-
Her sabah kuşların şarkı söylemelerine uyanıyorum. (İnsana özgü şarkı söylemek kuşa verilmiş)
c)Doğadan doğaya:
-
Güneş adeta adama süzülüyordu. (Güneşe, suyun özelliği olan süzülme özelliği verilmiş)
d)Duyular arası aktarım:
-
Çok acı bir şekilde bize baktı. (Acı tadılır ama burada göz organının yaptığından bahsedilmiş)
4)Dolaylama:
-
Tek bir sözcükle anlatmak yerine birden çok sözcük anlatmadır.
-
Beyaz perde: sinema
5)Kinaye:
-
Hem mecaz hem de gerçek anlamı ile kullanılmadır.
-
Tüm şirket, Ahmet’in ayağını kaydırdı.
6)Tariz (iğneleme)
-
Bir durumu alaycı dille eleştirmektir.
-
O kadar şişmansın ki rüzgar esse alır götürür seni
7)Ezel adlandırma:
-
Olumsuz bir durumu yumuşatan sözcüklerdir.
-
Çok sevdiğim dedem dün akşam rahmetli oldu. (öldü)
Sözcükler arası anlam ilişkileri:
1)Eş anlamlı sözcükler:
-
Yazılış farklı, anlamı aynı olan sözcükler
-
Kazım Karabekir’in lakabı “Şark Fatihi” dir. (Şark = Doğu)
2)Eş sesli sözcükler:
-
Yazılış aynı, anlamları farklı olan sözcükler
-
Bu yaz daha sıcak olacak diyorlar
-
Kurşun kalem ile yazı yazmayı sevmiyorum.
3)Zıt sözcükler:
-
Bir aşağı sokakta market, yukarı sokakta ise eczane var.
4)Yakın anlamlı sözcükler:
-
Aralarında bulunan ortak bir nedenden birbirlerinin yerlerine kullanılan sözcüklerdir.
-
Direksiyonu sağa doğru çevir.
-
Direksiyonu sağa doğru döndür.
5)Nicel-Nitel anlam:
a)Nicel anlam: Sayılabilen ve ölçülebilen durumlardır.
-
Bize iki kilogram elma verir misin?
-
Bu ev bize dar gelir.
b)Nitel anlam: Bir kavramın özelliğini bize verir.
-
Ankara çok güzel bir şehir.
-
Dün aşağı sokakta kırmızı Ferrari gördüm.
6)Genel ve özel anlam:
a)Genel: Tümünü belirten sözcüklerdir.
-
Tüm insanda hayvan sevgisi olmalı
b)Özel: Tek bir varlığı belirtir.
-
Bu köpek kimseyi ısırmaz
7)Somut-Soyut anlam:
a)Somut: Duyu organları ile algılanabilen sözcüklerdir.
-
Bana bir bardak su verir misin?
b)Soyut: Duyu organları ile algılanamayan sözcüklerdir.
-
Yaptıklarına çok öfkelendim.
8)Yansıma sözcükler:
-
Doğadaki sesleri bize veren sözcüklerdir.
-
Şelale şırıl şırıl akıyordu.
Söz Öbeklerinin anlamı:
1)İkileme:
Cümlede bir şeyi pekiştirmek için kullanılır.
a)Aynı sözcüğün tekrarı ile:
Adım adım finale yaklaşıyoruz
b)Eş anlamlı sözcükler ile:
Haltercilerin hepsi güçlü kuvvetli kişilerdir.
c)Zıt anlamlı sözcükler ile:
Aşağı yukarı 4 yıl oldu seni görmeyeli
d)Yakın anlamlı sözcükler ile:
Doğru düzgün bir kıyafetin yok mu?
e)Biri anlamlı, biri anlamsız sözcükler ile:
Aramızda ufak tefek bir sorun oluştu.
f)İkisi de anlamsız sözcükler ile:
Her gün abur cubur tüketemezsin
2)Deyimler:
-
Mecaz anlamı ile kullanılan sözcüklerdir.
-
Etekleri zil çalmak (sevinmek)
-
Kulak misafiri olmak (istemeden dinlemek)
-
Göz kulak olmak (Birisine sahip çıkmak)
-
Ağzını bozmak (Kötü kelimeler kullanmak)
3)Atasözleri:
-
Yöreye özgü olan öğüt veren ve doğruluğu kabul edilen cümlelerdir.
-
Damlaya damlaya göl olur.
-
Ağaç yaşken eğilir.
-
Dikensiz gül olmaz.
-
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
-
Güneş balçıkla sıvanmaz.
-
Sakla samanı gelir zamanı